İlgili yasa ve reklam yönetmelik kurallarına uyularak ‘Şebnem Tacigut’un yaptığı çalışmalar sağlık tavsiyeleri içermez. Tedavi veya terapi kapsamında değerlendirilemez. Video ve yazılarımız bilinçlendirmek amacıyla hazırlanmıştır. Bir rahatsızlığınız olduğundan şüpheleniyorsanız aile hekiminize müracaat ediniz.
Şimdinin Gücü ve Ezel ile Ebed Arasındaki İlişki
zihnimizde ne varsa, gerçeklikte de o vardır. Zihnimizdeki sorunları çözdüğümüzde, gerçek hayatta da çözüme ulaşırız. Bu nedenle, şimdideki düşünce, duygu ve eylemlerimizin önemini kavramalı ve buna göre hareket etmeliyiz. Şimdi, geçmişi ve geleceği şekillendiren an olarak, bizim en büyük gücümüzdür.
Kur’an-ı Kerim’den destek alarak, zaman kavramını ve insanın bu kavram içindeki yerini anlamaya çalışalım. Kur’an, ezel ve ebed kavramlarını tanımlayarak zamanın başlangıcı ve sonu olmadığını, sürekli bir varoluş olduğunu ifade eder. Bu bağlamda, insan da bu süreklilik içinde var olur.
Ancak Allah, “sadece şimdi var” diyerek, asıl önemli olanın an olduğunu belirtir. Geçmiş ve geleceğin sadece kavramsal yapılar olduğu ve insanın anı yaşaması gerektiği vurgulanır. Bu, anın gücünü ve önemini ortaya koyar.
İnsanın şimdiki zaman içinde aldığı kararların, eylemlerinin ve düşüncelerinin sadece bu dünyayı değil, tüm varoluşu etkilediği fikri, kişinin sorumluluğunu ve gücünü vurgular.
Bu bağlamda, kişi anı yaşarken hem kendisini hem de tüm evreni etkileyebilir. Kur’an’da belirtilen “kün fe yekûn” (ol der ve olur) ifadesi, bu değişimin sürekli ve canlı olduğunu belirtir. Eğer bir şey değişebiliyorsa, onun ilk hali de hala duruyordur. İlk halimiz, Allah’la bir olduğumuz, sevgi dolu halimizdir.
