İlgili yasa ve reklam yönetmelik kurallarına uyularak ‘Şebnem Tacigut’un yaptığı çalışmalar sağlık tavsiyeleri içermez. Tedavi veya terapi kapsamında değerlendirilemez. Video ve yazılarımız bilinçlendirmek amacıyla hazırlanmıştır. Bir rahatsızlığınız olduğundan şüpheleniyorsanız aile hekiminize müracaat ediniz.
Bilincin Gücü: Kaderimizi Yaratmak
Modern fizik ve metafizik arasındaki çizgiler giderek daha bulanık hale geliyor. Tek bir bilinç değiliz; bilincimiz, evrendeki diğer bilinçlerle sürekli bir etkileşim içindedir. Hepimiz enerjiyiz ve bu enerji, çevremizdeki diğer enerjilerle titreşir. Bu titreşimler, bizim elektromanyetik alanımızı ve dolayısıyla düşüncelerimizi etkiler.
Elektromanyetik alanımız, negatif düşüncelerle dolu olduğunda, benzer şekilde negatif enerji yayan diğer alanlarla etkileşime girer. Böylece negatif bir düşünce, başka negatif düşüncelerle birleşerek daha da güçlenir. Bu durum, düşüncelerimizin ne kadar güçlü ve önemli olduğunu gösterir. Kendi düşüncelerimizin farkında olmak ve onları yönetmek, hayatımızı nasıl şekillendirdiğimizin anahtarıdır.
*Kader ve Bilinç*
Kur’an-ı Kerim’de Allah, insanı dünyada halife olarak yarattığını belirtir. Bu ifade, insanın evrendeki yerine dair derin bir anlam taşır. Bizler, sadece var olan değil, aynı zamanda düşüncelerimizin ve eylemlerimizin sorumluluğunu taşıyan varlıklarız. Düşüncelerimizi ve duygularımızı farkında olarak yönlendirdiğimizde, kaderimizi de şekillendirebiliriz.
James Allen’ın da belirttiği gibi, “Kaderinizin yaratıcısı sizsiniz.” Düşüncelerimize sahip çıktığımız anda kaderimizi yeniden inşa etme gücüne sahibiz. Bu, basitçe pozitif düşünmenin ötesinde, bilinçli bir şekilde düşüncelerimizi, duygularımızı ve inançlarımızı yönlendirme sorumluluğudur.
*Bilincin Tarla Metaforu*
Hayatımızı, bilinçli ve bilinçsiz olarak ekilen tohumlarla dolu bir tarla olarak düşünebiliriz. Negatif düşünceler, korkular, kaygılar ve diğer olumsuz duygular, farkında olmadan ekilen tohumlardır. Bu tohumlar, yaşamımızda olumsuz sonuçlar doğurur. Ancak, bu farkındalığa ulaştığımızda, bu olumsuz düşünceleri gözlemleyebilir ve değiştirebiliriz.
Kuantum alan felsefesi, bu süreci “gözlemci tarafını kullanmak” olarak tanımlar. Bilinçli bir gözlemci olarak, düşüncelerimizi ve duygularımızı değerlendirebilir ve negatif olanları pozitif olanlarla değiştirebiliriz. Bu, basit bir şekilde “mış gibi” yapmaktan daha fazlasıdır; bu, kendi öz benliğimizle bağlantıya geçmektir.
*Yüksek Benlik ve İlahi Parça*
Hepimizin içinde, yüksek benliğimizin ve ilahi bir parçanın var olduğuna inanılır. Bu yüksek benlik, en derin ve en saf halimizdir. Düşüncelerimizi ve duygularımızı bilinçli bir şekilde yönlendirdiğimizde, bu yüksek benlikle bağlantıya geçeriz. Bu bağlantı, hayatımızı daha anlamlı ve amaca yönelik hale getirir.
*Sonuç*
Düşüncelerimizin gücü, kaderimizi yaratma kapasitemizde yatar. Negatif düşüncelerin farkında olarak ve onları pozitif düşüncelerle değiştirerek, hayatımızı ve kaderimizi yeniden inşa edebiliriz. Bilincimizin gücünü fark ederek ve bu gücü bilinçli bir şekilde kullanarak, hem kendi yaşamımızı hem de evrendeki yerimizi daha anlamlı ve etkili kılabiliriz. Bizler, sadece var olan değil, aynı zamanda evrendeki rolümüzü şekillendiren ulvi varlıklarız.
